Sunday, 29 November 2009


hayatımın muhtesem ikilisi...

Friday, 27 November 2009


Eskiden bayramlar cok daha heyecan vericiydi.Cunku yeni kıyafetler,ayakkabılarımız falan olurdu ve onlar dolaba saklanıp bayram gunu gelene kadar orda kalırdı.Arada bir acıp bakılırdı ama asla giyilmezdi asla ,eskiyecek diye korkardık.Bayram gelmeden once sınıftaki arkadaslarla ee bayramda ne giyiceksin muhabbetleri yapılırdı.Simdi nasılda canlandı o eski gunler.

Ama simdi ne anlama geliyo bayramlar ? Valla cokda bisey ifade etmiyo ne yazıkki.Ne bayramda giyecek yeni ayakkabı ya da kıyafetim ne de icimde coskulu bir heyecan var.Cok acık olmak gerekirse sadece 2-3 gun dinlenmeden ibaret goruyorum bayramları o kadar.Uyuyabildigim kadar uyuyayım ,kimse rahatsız etmesin ,telefonlar calmasın ,kapının zili de calınmasın..Cok kotumser oldu evet farkındayım ama oyle.Anane ,banane ziyaretleri ,el opme,kapıya gelen cocuklara cikolata seker verme ,arkasdaslarından gelen bayram tebrik mesajlarını cevapla falan..ufff cok yorucu isler bunlar..Hatta git gide bayramlarda sevimsizleştigimin bile farkındayım :)

Neyse kotulemiyim artık daha fazla cunku hala bazıları icin bunlar onemli seyler...Herkese en icten dileklerle yine de iyi bayramlar diliyorum.Aklınıza mukayet olun :) Haftaya salı gunune de cok var ,sıkmayın canlarınızı,daha upuzun tatil var onumuzde :)


Adios
xx

Wednesday, 25 November 2009

Sunday, 22 November 2009


Artık insanların ısrarlarına dayanamadım ve kafamdaki kırkaltı tane renkten olusan saclarımı boyatmaya karar verip taa Erenkoye bir kuafore gittik bugun kuzenle.O bu konularda cidden cok basarılı.Kızı sabahtan bırak kuafore aksamda alsan hayatta sıkıldım demez.Onun kuaforuydu bugun gittigimiz yerde zaten.Aslında bayılıyorum boyle insanlara.Kendilerine ait kuaforleri var ne deseler anlıyo ve hemen seninle ayrı bir ilgilenme oluyo falan,guzel bisey aslında.
Benim kuzende baya havalı ve hos bir hatundur :) Sapsarı saclı falan vardır
.Ama ben kızın yanında bugun resmen ezildim ve buzuldum :)Adamda uzun zamandan beri heralde kuafore gelmiyosunuz dedi ki cok dogruydu soyledigi.Ben anlamam cunku bu islerden bide o uzun saatlerce kuaforde tıkılıp sacma sapan dergileri okuyup bir yandan da gelen diger musterilerin muhabbetlerini dinlemek bana cok sıkıcı geliyo napıyım.
Goruntumle ilgili bir degisiklik yapmaya tam karar vermistim ki kuaforde gecirilen bu uzun saatlerden sonra bu fikrimi bir sureline askıya almaya karar verdim...

Saturday, 21 November 2009

Istanbul söz veriyorum bir daha senden ayrılmayacagım

Igrenc bir Ankara yolculugunun bitmiş olmasının sevinci icindeyim su anda...Bir sehirden 1 gunde bu kadarmı nefret edilir ve hemen Istanbul ozlenir.Ankaralılar lutfen kusura bakmasın ama yok bir daha geri donecegimi sanmıyorum oraya ...Sehirlesmenin olmadıgı bir baskentimizin olması ne acı malesef...Guya sehrin en neziz semtiydeydik ama daha kaldırılan kaldırım tasları bile yerine konmamıs ,kucucuk sokak aralarında arabalardan yurumek imkansız ,park desen o ayrı bir sorun falan filan..Ne biliyim hoslanmadım hic iste ..Sanki bu saydıklarıma Istanbul'da hic mi rastlamıyoruz hemde alasını yasıyor ve goruyoruz ama simdi şöyle bişey var burası Istanbul..Ankara'da nedir simdi :) Ona ne oluyo :)
Ankara'da bulunma amacımız askerligini yapan kardesimi gormekti.Muthis bir gun yasandı,cok eglendik,cok gulduk,keyif yaptık.Ama kardesimi bile bırakıp kosar adımlarla hatta arkama bile bakmadan guzel sehrimin yolunu tuttum.
Neyseki askerligimizin bitmesine saymaya bile degmeyecek kadar az gunler kaldı ki zaten kısa donem askerimiz zaten :)
Ben neyse gider ,guzel yatagıma kıvrılırım simdi,sabaha da hicbir bas agrısı ,yorgunluk kalmaz...
Zzzrrr

Wednesday, 18 November 2009

beynimin sarjı bitti





Out of this world diye bir dizi vardı kucukken .Kız parmaklarını yaklastırınca birbirine dunya duruyodu hani ,hatırlarsınız .Babasıyla iletisime bir küre vasıtasıyla gecerdi hatta.Bugunde bunu dusundum acaba dunyayı bir sureligine istedigimiz anda durdurabilirmiydik diye..
Oyle yorgun hissediyorumki kendimi,bu hic fiziksel anlamda degil aslında.Kelimeyi yanlıs bile kullanıyor olabilirim burda."Yoruldum"dan ziyade sıkıldım daha dogru gibi aslında.Oyle istiyorumki bir sureligine de olsa soyle uzaklasmayı ,tek basıma.Kimseler 3-4 gun sormasın bu kız nereye kayboldu diye.Kimse aramasın beni cunku cep telefonumuda almak istemiyorum yanıma.Oyle bir yere gideyimki ben olsun orda ,sadece ben .Kimse olmasın ,kimse konusmasın ,ben olayım sadece ben.Sadece muzik olsun tek ses.Kimseler yanıma gelipde iyimisin neyin var diye sormasın.Bozmasın sessizligimi kimseler.
Bir kitap alıyım elime beni suruklesin sayfalarında ,gunun nasıl gectigini bile anlamıyım.Gece yatagıma huzur icinde gireyim,uyuyabilmek icin binbir caba sarfetmeden hemde.Sabah uyanıp basımı kaldırdıgımda yagmur damlaları camı ıslatmıs olsun ve bugulansın sonra ben o cama sacma sapan seyler yazıp elimle siliyim.Beynimi sehrin ve insanların gurultusunden temizleyip yepyeni bir sey yaratayım.

Monday, 16 November 2009

annneeee !! yemek yapabiliyorummmm


Bir hamarat oldum son gunlerde sormayın gitsin..Vakitlice iş cıkısı evime geliyorum ,yemek ,duş falan derken ertesi gun icin ofiste yiyecegim yemegimi hazırlıyorum ,sonra başladıgım atkımı örüyorum yani anlıcagınız akıllara şok bir durum bu benim icin.Dun aksam yaptıgım bruksel lahanasını bugun ogle yemegimde bir guzel yedim ,kendim yaptım diye degil ama cidden lezzetli yapmısım ellerime saglık..Bu aksam da guzel bir kereviz yemegi ile şölen yapmıs oldum :)
Işin guzel tarafı da annemden hic bir mudahale de yok aksine bana yemeklerle ilgili tüyolar veriyo .Normalde benim mutfaga girmem bir olaydı annem mutfagı savas alanına cevirdigimi soylerdi ama olmadı valla gayet guzel derli toplu bırakıyorum,ev mis gibi yemek kokuyo..Tam ev kızı modundayım tam da annemin istedigi gibi :)
Bide orgumu alıp tv karsına gecsem dizileri falan izlesem tam olucak.Ama yok 1 dk picture edemedim cok ben bunu kafamda :) biraz fazla olur oda :)))

Sunday, 15 November 2009


Kahvemi sigaramı elime alınca bide camdan soyyyleee dumanımı ufleyince Carrie Bradshaw gibi hissettim kendimi..Dun aksam yasadıgım olaydan sonra biraz ilişkiler uzerrine yazmak istedi canım.
Dun aksam erkek bir arkadasımla gorusmek icin sozlestik sonra baktım yanında bir erkek daha ,tabi neyse sorun degil,yeni insanlarla tanısmak her zaman guzel .Hemen sohbete baslandı tabi..Klasik ne is yaparsın ,nerde okudun ,nerde yasarsın dan sonra cocuk konusmaya basladı...Ilk once acık soylemek gerekirse işiyle ilgili anlattıgı seyler ya da fikirlerinden bahsetmesi baya dikkatimi cekti ve gayet zekice de buldum .Ama sonra zaman ilerleyince baktım cocuk hala konusuyor ,artık 3 kisiye ait olan masanın hakimiyeti ona gecmisti ve lafın arasına girmek imkansızdı .Resmen uzunca aldıgı nefes bölümlerinde yanımdaki asıl arkadasıma sorular sormaya basladım ama nerde onada izin yoktu..En fazla sanırım yarım saat icinde cocukla ilgili tum dusuncelerim yerle bir oldu.Sonra anladımki aslında cocugun cok onemli bir ego eksikligi varmıs.Tum gece boyunca sadece kendinden ,yanında calısan ekibinden,arabasından,isinden bahsedince yok dedim icimden bize gore degilsin kuzum hadi yol yakınken bye diyelim..Ama bir yandan da oyle uzuluyorumki asıl arkadasımla sohbet edemedigim icin cunku iznimiz olmadı buna.
Gecenin ilerleyen saatlerinde bir partiye gitme fikri ortaya atıldı tabi yine bizim geveze cocuktan.Acaba gitsemmi gitmesemmi derken kendimi teenager ların arasında buluverdim.Muzik berbat ,mekanın konsepti kotu ,ickiler desen 5 para etmez.Ne işim vardı benim orda ,bide cocukta iyice sırnasmaya baslayınca hop dur bakalım delikanlı,sen degilsin benim prensim :)

Arkadasımla muhabbet edemedigime mi uzulsem yoksa yine bir karsı cins husranlıgı mı desem bilemedim...
Taktım cantamı koluma ,tek basıma evimin yolunu tuttum sonra ,her zamanki gibi...

Friday, 13 November 2009

Cuma 13 ?





Bugun Cuma ve tarihlerden de 13 ama lanetli bir cuma olmadı su ana kadar.Hazırdım aslında bugun başımıza gelebilecek can sıkıntılı seylere ama aksine gayet sevimli bir gun oldu ,tum gun ofiste manyak gibi herseye gulduk ,kendimizi haftasonuna hazırladık.Ama hala icimizde kesin işlerle ilgili bir sorun cıkıcak aksama bu kadar gülmenin bir sonucu olmalı dedik ama yok yine olmadı :)

Eve geldim ,yalnızım ,kedim karşıladı beni tum sevimliliği ile ..yok yine yok bisey ...Saçma bir şehir efsanesiymis işte..

Aklımda hala bizim ofisin onune gelen minik ginger renkli yavru kedide...Nasılda masum ve titrekti ,icimi acıttı resmen..Hemen sut bulup indik verdik ve tum gun o titrek bakısları gozumun onunden gitmedi...Aksam cıkarkende gordum yine ,belli oyle usumuski canım kendini park etmis duran bir kamyonun tekerinin ustune atmıs soguktan,belli açta kalmıstır ve tum gece simdi ne yapıcak diye dert ettim kendime.Hep de boyle seyler beni neden bulur anlamam , o kadar uzuluyorum ki sokak hayvanlarına hele bu soguk havalarda...
Bizim evdeki prensesin umrunda degil tabi havalar sogukmus ,dısarda diger cinsleri nasıl yasarmıs, açlarmı toklarmı umrunda degil...Kendisi yatagın en guzel yerini kapıp hergun en pahalı mamalarla beslenip hatta ve hatta kendisine ozel olarak alınmış tavukları yedigi icin bu durumları anlamaz...Sonra da kendini ne sevdirir ne dokunulmasına izin verir.Kendisi boylede nankordur.
Halbuki bugun sokaktaki oylemiydi ? Gitmeyelim diye nasıl dolandı peşimizde,okşadı,sevdi bizi...

Yarın yine gormeyi umuyorum o kediciği...Aklım onda kaldı..

Bu forograf aslında yazdan kalma birsey .Arabanın ustunde birbirlerine sarılıp uyuyan iki kediyi gorunce dayanamadan sayısızca fotograflarını cekmistim.

Tuesday, 10 November 2009


1- Begendigim bir adamın once parmaklarına bakarım ,eger yuzuk varsa isterse Brad Pitt olsun o adam bitmistir benim icin.Arkamı donup bakmam bile.

2-Ilkokuldayken ogretmen bir soru sordugunda hemen tuvalete gitmek icin izin isterdim cunku o sorunun cevabını bilmezdim..Evet simdi bunu itiraf ediyorum

3- Kalabalık bir ortamda tek basıma birini bekliyorsam hemen telefona sarılıp uzun zamandan beri gorusmedigim arkadaslarımı aramaya baslarım ..Sap gibi gorunmek istemedigimden

4- Herseye zır zır aglayabilen muhtesem bir yapıya sahibim.

5-Ortaokulda Cengizhan'a asıktım ama herkese ondan nefret ettigimi soylerdim.

6-Yabancıların yanında Ingilizce konusmaktan cok utanırım.

7-En sevdigim yemek karnıbahar ve brokoli.Suyunu bile icebilirim, o kadar severim.

8-Fotograf cekmeye bayılıyorummmmmm

9-Sürekli cıkan kaşlarımdan nefret ediyorum.

10-Excel-word'de berbatım.

11-Sapıkca bir temizlik takıntım var .

12-Kahve benim hayatım

13-Uzak akrabalardan hoslanmıyorum ve ellerini opmeyide

14-Çizgi ve nesleri sayma gibi bir takıntım var.Yolda giderken arabaları ,lambaları,serit çizgilerini,insanları sayarım..Manyagım galiba ?

15- Bir cok kız arkadasımın erkekarkadaslarından haz almam,cunku onlara yakıstırmam ama gidip onlarada soylemem..Ikiyüzlülük galiba buda..

Iste kısaca ben bu 15 im :)

Monday, 9 November 2009


Söylenecek çok şey var ama ne yazmak ne de konuşmak modundayım .bugun.
Utanmasam şu saatte gidip yatıcam ama yok oda kurtarmıcak bu aksamki sıkıntımı..

Saturday, 7 November 2009






Cocuklugumuzdan bahsettik biraz bu aksam...Gerci cok da eski bir eski kusak değiliz ama şimdiki yeni nesil ile kendi donemlerimizi karsılastırdık .

Benim cocukluktan hatırladıgım en onemli anlardan biri babamın haftasonları bizi sadece salıncak ve kaydıraktan ibaret olan parka goturmesi ve gecirdigimiz upuzun saatler sonra barbie bebeğim ve kırmızı pinokyo bisikletim..

Ben sokakta oyun oynamayı seven bir cocuktum ,karanlık olmadan asla eve girmezdim mesela.Asi yaramaz bir cocuk hic degildim,ailemin benden istediklerini hep yapardım.Sabahtan aksama kadar o kırmızı bisikletle ordan oraya kostururdum.Annemin camdan beni eve cagıracagı saatlerde ozellikle evin onunden biraz uzaklasırdım ki annem cagırdıgında onu duymayayım diye.Sonra barbie bebeğim vardı bide..Allahım o nasıl buyuk bir mutluluktu benim icin anlatamam.Ilkokul 3.sınıfa gectigimde babam karne hediyesi almıstı bana ,kardesime de robot almıstı.Hemen hemen her haftasonu o zamanların en buyuk ve belki de tek alısveris merkezi olan galeria'ya giderdik bebeğime kıyafet almak icin.Ne cok severdim o dukkanı ,bir turlu kıyafet begenemezdim bebeğime.Sanki kendime kıyafet seciyomusum gibi ona da ozenle secerdim.

Ha birde sokaktaki cocuklarla çamurlardan hayvanlar,evler,aklımıza ne gelirse onları yapardık ,tırnaklarımızın içleri çamur dolardı,annem zor temizlerdi aksam tırnaklarımı.
Birde bir dans grubu kurmustuk sitedeki cocuklarla..Sitenin bahcesinde 6 kız Harun Kolcak'ın "gir kanıma" sarkısını soyleyip danslar ederdik...Sonra ne anlama bile geldigini bilmediğimiz ace of base'in " all she wants" sarkısını bagıra bagıra soylemeye başlardık..Babamın bir yerlerden buldugu ace of base kasetini teybe koyup ,camları da acıp cıyak cıyak soylerdim sarkıyı.Arkadaslarım ne gıpta ederdi o kasete sahip oldugum icin.Kimin dogumgunu varsa kaseti de yanımda getirmelerini isterlerdi hep.Cılgınlar gibi dans ederdik.O zamanlar internette yok,sozleri bulamazdık hicbiyerden , duydugumuz kelimeleri söyler söyler dururduk..

Ben cok guzel bir cocukluk yasadım ,cok masum ,sevgi dolu,oyun oynamayı seven mutlu bir cocuktum.

Bu aksam da karşılastırma yaparken bu bahsettiklerimin acaba simdiki cocuklar icin ne anlam ifade ettigini dusunmeye basladım.

Simdiki kucucuk ilkokul cocuklarının bile evlerinde mutlaka bir bilgisayarları ve kendilerine ait cep telefonları var.Neymis efendim annelerine nasıl ulasırlarmıs telefonları olmasa..E biz nasıl ulasıyoduk zamanında...Okuldan cıktıktan sonra oyun oynaya oynaya eve yururduk ,ya da servislere binerdik ,kapının onunde biraz konusup eve cıkardık.Annelerimiz hep evde olurdu ,yemeğimiz hazır olurdu ve annelerimiz bizi hiç merak etmemis olurdu..Peki ne değişti ? Evet cok seyin değiştiginin farkındayım bende ama değisen cok onemli birseyin oldugu kesin.

Artık cocuklar cin gibi , koskoca insanlar gibi konusuyorlar ,bilgisayarda oyun oynayarak vakit gecirip hayal kurmadan yasıyorlar.Uzuluyorum aslında cunku benimde cevremde cocuklar var ve izledikleri programları ,cep telefon markaları ve ozelliklerinden bahsettiklerini gordugumde duydugumda agzım acık kalıyor .Ben bile o kadar uzagımki bunlara.

Evet buyudum ,koca kız oldum ama ben hala oyun oynamayı seviyorum ,gozlerimi kapatıp hayal kurabiliyorum ,hala rengarenk coraplar giyip garip ojeler surebiliyorum ve hala cok mutlu bir cocugum ben .

Calısan anne babaya sahip ,anneanne yada babannelerinin baktıgı ,aksam anne ve babalar eve geldiginde sadece cocuk yeterki sussun rahat bıraksın onları diye bilgisayarda oyun oynamalarına izin verilen,her istedikleri yapılan cocuklara uzuluyorum ve kahroluyorum...

Cocuklarımız hayal guclerini kaybetmesin , sevgimizi gosterelim onlara ,onlarında fikirlerini alalım saygı gösterelim ve onları sakın ama sakın yalnız hissetmelerine izin vermeyelim...

Hiç buyumesek ne guzel olurdu.Hiç dertsiz tasasız :)

Thursday, 5 November 2009

Bazı filmler vardır..Izler izler ve her seferinden de aynı keyif alırsın..Benim o kadar cok varki oyle ve onlara bir yenisi daha eklendi."Jackie Brown " .Benim gibi manyak bir Tarantino hayranının bile bu filmi izlemek icin bu kadar uzun sure beklemesi ne buyuk hataymıs megersem ...
Film tam Tarantino klasiği ,bilmesem yonetmeninin kim oldugunu yinede bu işin icinde o vardı diyecegim turden.Hele müzikler..bayıldım .Kesinlikle bulmalı ve dinlemeli müzikleri...

kendi space inde mutlu bir kız yasarmışşş


Keyfime diyicek yok..Ohhh ne guzel ne guzel sarkılar keşfedip muzik dinliyorum,gelsin sahlepler ,gitsin çaylar bir yandan...Ohhh iste budur huzur , -kendi space- imde olmak ne buyuk bir mutluluk :)
ahh bide aşk olsaydı :))

Tuesday, 3 November 2009

swine flu go away from me !!!


Bugun cok sinir bozucu bir haberle resmen moralimiz yerle bir oldu .Ofiste calısan bir bayan arkadasımız domuz gribi olmus kızı ile birlikte ...Evet bende tehlikeyi digerleri gibi gazeteden ve tvden takip ediyodum ama işin boyutu sana yakın olunca değişiyomus megersem .Simdi bugun herkeste soyle birsey basladı .Acaba dun konustummu A Hanım ile ,acaba elinden birsey aldınmı , acaba yanımda hapşurdu mu vs..vs...anlıcagınız tum ofis olarak paranoyak olduk .

Simdiye dek haberler ciddiye almadıgım icin cok kızıyorum kendime..11 kisinin olmesi de yalan ve uydurma değilmiş demek ki...

Ne can sıkıcı haberler verdim bende simdi aksam aksam degil mi ? Neyse temiz olucaz ,sık sık ellerimizi yıkayacagız ve bagısıklık sistemimizi guclu tutmaya yarayan gıdalar alıcaz ,kalabalık ortamlarda mumkun oldugu kadar az bulunucaz ,gerekirse utanmadan ellerimizde temizlik maddeleri ile dolaşıcaz ,kimseyi öpmicez,sarılmıcaz .. bu kadar basit... Hayır yapmak zorundayız !!!!
Kac kusur milyonluk bir sehirde yasıyoruz ,malesef elimizden gelen bu kadar ve bundan daha fazla önlem almaya lüksümüz yok sayın yetkililer...

Tanrım sen bizleri koru...

Monday, 2 November 2009

sometimes city is sucking away at my soul...

Pazartesi suyumu cıkardı resmen.Yalvardım,allahım lutfen biran once eve gidiyimde ,soyle salayım dedim kendimi yataga ama nerde ,is bitmedi kalmak zorunda kaldım 1 saat kadar falan.

Gerci isten cıkmakla hersey bitti demek anlamına gelmedi malesef.Malum Istanbul'un yagmur yagınca arap saçına donen trafiği saç baş yoldurttu yine bana bu aksam.Insan artık kendi mahallesine kadar gelip evinin onunde ip gibi dizilmis arabalar yuzunden evinin kapısına varabilmek icin 30 dk beklermi ?


Ne olucak peki bu trafik sorunu bilmiyorum.Gitmeli buralardan belkide ,ölümüm trafikte olmasın istiyorum..
Bahcemde yetisridigim organik domateslerimi yerken öliyim ben ,ya da inek sağarken ne biliyim .Ama yookk ,burda olmasın lutfen..
Hem henuz dogmamıs cocuklarım da hak etmiyo bu kaosu..

Sunday, 1 November 2009


Son 1 aydır yeme konusunda cıldırmıs durumdayım ,şuursuzca yedigim o caaaanııım yemeklerin,junk foodların,abur cuburların hepsinin şimdi vucuttan atılma zamanı gelmis bulunmakta.Ben oyle Pazartesi diyete başlayanlardan degilim pek .Evet genelde pazartesileri baslarım ama oylede gider :)Ok no abur cubur ,no tatlı.Egezersizlere yes,sebzelere yes,nesfite yes :)


Veee kış da geldi cattı kapımıza ..Dun butun gun sokakta olanlar ,ıslananlar ,semsiyeleri ruzgardan kırılanları buraya alalım :)
Ve pazaaaaarrrr...Pazartesinin gelişinin habercisi olan muhtesem gün...Seninle çok iyi anlaşmak lazım sevgili Pazar ...
Şimdilik şu saate kadar huzurluyum ,yarın icin butun hazırlıklarımı yaptım ,çayımı aldım elime ve ,muhtesem sesiyle Wouter Hamel'i dinliyorum hemde ard arda ...Dinleyiniz lutfen ...