Sunday, 29 August 2010

git başımdan melankolik

Bugün çok hüzünlüydüm..Hüznüm daha cumartesiden başlamıştı aslında..Sabahında meditasyon ve 1,5 saatlik yogadan çıktıktan sonra bile kendimi iyi hissetmiyordum zaten.Eve geldiğim gibi de zaten uyuya kalmışım üzerimeki kıyafetlerimi bile değiştirmeden hemde...Gündüz uykusu adamı sersem edermiş ,bunu da öğrendim...Gece uyuyamadım,balkonda kuzenlerle çekirdek,kahve,muhabbette sarmayınca dedim 1 dk sende birseyler var...
Bugünde hazır hava mis gibiyken çıkayım bir hava alıyım hem fotoğraf çekerim dedim ama yok ,oda işe yaramadı...Ne fotoğraf çekebildim,ne görmeyi umduğum insanları görebildim,yapayalnızdım tüm gün..Ve nasıl hüzünlendirdi bu beni bir bilsen blog..
Yeni bir mekan açılmış,yemek yerim dedim dışardaki masalarında..Hazır 2 hatun yemeklerini bitirmiş kalkarlarken bende otururum diye umud ediyordum ama yanıma yaklaşan çocuk pardon biz biraz kalabalığız da ,hani izin verirseniz gibi birşeyler soyledi.Ağlamamak için kendimi zor tuttum desem..Zaten deli gibi yalnızlığımdan yakınırken çocugun söyledikleri nasıl koydu bilseniz.Sinirlendim ,napıyım..Kalktım bende bizim şimdi cafe'ye yolumu çevirdim..Seviyorum ben orayı ya !Gelir gelmez filtre kahve ? diye sormaları bile nasıl hoşuma gitti.Hep filtre kahve içtiğim için...Tek başıma oturdum dışardaki masada,ıspanaklı ve yogurtlu corba arkasından keçi peynirli salata ve 2 bardak çay ictim,gelen gidene bakındım,kiap okudum,düşündüm,düşündüm,düşündüm...
Eve gitmek istemedim daha..Ne yapsam,ne yapsam derken ..hmm sinema ! gerci vizyondaki izlenebilecek tüm filmleri izlemistim ama birde ölümsüz filmine şans veriyim dedim ,aldım 7 seansına biletimi..Oncesinde babel cafede bir kahve içip filmimi izlemeye gitim arkasından..2 çift ve ben :) çıldırıcam sandım !!!Bütün çiftler beni takip ediyodu bugün galiba :)

Evdeyim şimdi...Bilmem kaçıncı kez Nouvelle Vogue'un in a manner of speaking sarkısını dinledim durdum,ondan da sıkıldım...Bugün sıkılma günüm anladım...
Yazasım bile yok...1 saattir ekran bana ben ona bakıp duruyoruz.Birde üstüme Sade geliyo ,fena halde...

Thursday, 26 August 2010

İzin vermiştik birbirimizin gitmesine,hani yok olmayacak birsey demistik artık bundan sonra...
Ben hala seni düşünürken aslında hayatından gidiyordum ...
Ne yaptıgımızı sende bilmiyosun ama degil mi ? Aynı benim gibi..
Ne kadar allahın cezası oldugumuzu soyluyoruz birbirimize...
Iyi peki,biraz daha kal o zaman...
Beni üzeceğin zaman haber ver ama olur mu ?

Wednesday, 25 August 2010

my brain is in million places..

Çok geç yatmanın cezasını sabahlar çok fena çektiriyor bana.7.15 alarmında hiç bir zaman kalkamadığım için telefonun snooze modu imdadıma yetişiyor.Ama oda geçen sabah beni kaldıramadı ve gözlerimi açtığımda 8.20 idi yani 10 dk sonra ofiste olmam gereken saatten 10 dk önce :)
Ben bugünlerde bi dalgınımki akıllara zarar valla..Para verip üstünü almıyorum,ofiste tuvalete gidip 2 dk kestiriyorum,metroda uyuya kalıp inmem gereken duraktan bir sonrakinde iniyorum,ofiste verilen işleri geciktiriyorum,çalışmak istemiyorum,ne yapmak istediğimi bilmiyorum...
Sen aklımı koru yarab ! :)

Tuesday, 24 August 2010

Özelim,güzelim,akıllıyım,ne istediğimi biliyorum,neyi beklediğimi biliyorum,kendimi seviyorum,bedenimi seviyorum,ruhumu seviyorum,seviliyorum,eğleniyorum,keyif alıyorum...
aferin bana ! :)

Friday, 20 August 2010

Gitmekten vazgecti galiba...dönüyor...ve ben napıyorum bilmiyorum bile...

Monday, 16 August 2010

Teşekkür ederim...

Rüzgar gibi girdin hayatıma seni hiç beklemediğim bir anda .Hatta uzun zamandan beri beklediğim kişinin sen olduğundan bile emin değildim ama neye şans vermek istedim onu da bilmiyorum ki,sanamı kendime mi ? İhtiyacım vardı belkide o kurduğun süslü cümleleri duymaya çünkü bana kendimi oldukça iyi hissettirmiştin,uzun zamandan beri bu yakınlığa ihtiyacım olduğunu da hissetmiş olmalısın ki geldin hayatıma ama sonra da belki korkup gittin,yok yok kızmadım sana.Gittikçe yerin dibine gömdüğüm o kendime güvensizliğimi açığa çıkardın,artık ne "istemediğimi" anlamama yardımcı oldun..
Sana teşekkür ederim,iyiki geldin ve gittin...Şimdi çok daha iyiyim...

Tuesday, 10 August 2010

Veee sonunda muradıma erdim ve Holga makineme kavustum.Ingiltere'de yasayan 2 cok sevdigim arkadaslarım benim yerime siparis verip evime kadar postaladılar makinayı...Oyle mutluyum ve heyecanlıyım ki ve tabiki biraz da endişeli aslında cunku daha once boyle bir makina hiç kullanmamıstım,işin kötü tarafı yakınlarımda bu makinayı tanıyan ya da kullanan da olmadı.Internette onceden cok arastırmalarım olmustu ama eline kendi makinanı alınca durum daha da ciddileşiyor galiba.Makinanın filmleri,banyosu vs..bir kac sıkıntısı var  tabi ama çıkan renk sonucları görünce eminim bunca zahmete katlanmaya değdi diyecegim.

Monday, 2 August 2010

Neler oluyor hayatımda son 2 gundur...Napıyorum ,kiminleyim,az rastlanan tesadüflerin şerefine bardağımı kaldırıp muhtesem Istanbul manzarasını tepeden birlikte izlediğim o adamda kim,nerden çıktı?

Sunday, 1 August 2010

"Belki birlikte olmalı,hatta birlikte yaşamalı,hatta ve hatta evlenmeye cesaret etmeliyiz,bu mucizenin ne olduğunu beraber görmek için.."diye devam etti Ömer ya da masada Ömer'e benzeyen biri.Bu noktada kaybedecek birşeyi olmadığından ekledi :"Tıpkı bütün aşıkların yaptığı gibi."
Gail ilk başta ancak anlaşılmaz bir ses çıkarabildi."Aşıkların yaptığı gibi mi dedin...?!"
Herkes bundan sonra gelecek olan lafın korkusuyla ,Gail'in merhametsizce soğuk bir tepki vererek Ömer'in billur kalbini bin parçaya böleceği endişesiyle durakladı.Ne var ki patates harçlı mantar krepini nihayet yuttuğunda Gail'in fırın ağzından sadece şu sözler çıktı:"Bende seni seviyorum."