Saturday, 12 November 2011

kendimi kekle yatıştırmam lazım

Canım bloğum ne heveslerle seni yaratmıştım taaaa yıllar önce ,yazıcak bişey bulamadığım daha dogrusu paylaşmaktan çekindiğim seyler oldu,bağırdığım cagırdığım oldu sana,üzüntümü sevincimi paylaşmak istedim ama sonra nasıl olduysa şimdiki durumum gibi senide ihmal ettim bunca şeyler arasında.Aslında yazarken ne kadar eğlendiğimi ve relax olmuştum senle konusurken.
Çok zor ,cok heyecanlı,cok hatta acılı zamanlar geçti belki de herkes gibi.Kanser olan halamı 3 hafta önce kaybetmem de en büyük olay oldu aslında.Arkasından gelen birçok acı şey daha.
Öyle sıkıcı günlerim geçiyorki daha önce hiç olmadığı kadar.Bünyem alışık olmadığı için bu gibi durumlara da nasıl tepki verecegimi ya da ne yapmam gerektiğini bilemediğim bir dönemden geçiyorum.Bunca sıkıntıların arasında birde tabi iş sıkıntısı var.Çok büyük umutlarla başladıgım yeni işimden 3 ayda böö geldi,ayaklarım her sabah geri gidiyo,her gün o masaya oturmak ve -hiçbir şey- yapmamak (gerçekten hiçbişey yapmamak) durumumu daha da tetikliyor.Her zaman alışık oldugum tempolu iş yaşantımdan böylesine basit ve verimsiz bir göreve başlamam benim gibi yerinde 1 saniye duramayan bi kız için içler acısı bir durum.Üretememek,çalışmamak,verimli olamamak,vücudumun  giderek tembelleşmesi beni çok üzüyor son zamanlarda.Ha bir yolu yokmu tabiki var.Otur adam gibi yeni iş bak kendine dimği.Evet çok basit ve tek çözüm yolu da bu.Bunu bi şekilde halledeceğime zaten inanıyorum ancak umarım bu çok kısa bir zaman içinde gerçekleşir yoksa kendime verdiğim zarardan başkaları da etkilenecek diye endişe duyuyorum.
Yazdıkça daha da cok yazasım var aslında ama öyle sıkıntılı şeyler yazasım geliyoki kendimi tutuyorum tutmam da lazım galiba :)
Bi house patlatıyımda azcık kendime geleyim..Yeteri kadar 2 kişinin başını şişirdim bide seni eklemiyim buna.

Thursday, 15 September 2011

Wednesday, 24 August 2011

Bir Türkü Avrupa'da nasıl tanırsınız ?

Ya aslında uzun uzadıya bi listeye gerek yok.Uzaktan yaklaşırken bile orda bir Türk var uzakta şarkısını söyleyebilirsiniz ,kokusunu alıyosunuz gibi.
Bu akşamda yemek yedigim restorantta denk geldi bizim bıçkın türk erkekleri.Zaten gürültülü konuşmalarından bile anlamış olmalıydım ya neyse.
Şu anda Almanyanın el değmemiş minnacık bir kasabasındayım.Bu aksam da yemek yedigim yerde dedigim gibi rastladım bizimkilere.Tabiki onlarda buralarda türk olmaz rahatlığıyla gayet rahaaaaat bir sohbet ettiler ,sıra bana da gelmesin diye resmen tabağımı yuttum ve arkama bile bakmadan kalktım ordan.Ya biraz abartı gelebilir ama malesef rahatsız edici konusmaları ,bağrışmaları hoş olmuyo ne yazıkki.Sohbetlerinin içeriğini anlamaktansa diğerleri gibi sadece kuru kalabalık yapan 3-4 yabancı diyebilmeyi çok isterdim.

Sivri burunlu ayakkabıları ile dolaşan türk erkeklerine selamlar ederim..

Finito

Saturday, 23 July 2011

seni özleyeceğiz

Seni herşeye rağmen sevdim,alkol-uyuşturucu problemin beni hiçbir zaman ilgilendirmedi,ben sesine aşıktım senin,şarkılarına,dövmelerine,çatlaklığına.Türkiye'ye geleceğin haberi geldiğinde mutlaka gitmeliyim dedim ama gidemedim zaten sende gelmedin.
Çok üzgünüm Amy ,seni gercekten çok özleyecegim ben.
Bu sabah back to black şarkını dinledim ama  nerden bilcektim ki akşam geldiğinde ölüm haberini alacağımı.
Üzgünüm
Hoşçakal

Sunday, 10 July 2011

gitmemişim burdaymışım

Bu kadar uzun zaman oldugunun farkındaydım.Bloglara yasak getirildiginden beri acıkcası iyice sogumustum bu durumdan ama nihayetinde yasak kalktı ve ben hala buralara birseyler karalamadıgımı farkettim.Halbuki burası benim ne guzel kaçışım olucaktı ama istedigim özeni gösteremedim.Aynı Ingiltere'de iken tuttuğum günlüğüm gibi.Bir kaç ay başımdan gecen her olayı yazmıstım sonra ara verdim,sonra yine yazdım,sonra daha uzun bi ara ve sonra yine koptum ondan da.Şimdi bu günlük odamda duruyor ve hergün gözgöze geliyoruz kendisi ile.En son gecen aylarda bakıyım neler yazmışım zamanında diye actım ama içimi kararttım boşu boşuna.
Bunca aydır tabiki bircok şey oldu, hemde cook..Sevinclerim ,üzüntülerim,bunalımlarım,keyiflerim,aşkım oldu,hepiniz gibi.Şimdi ise iyiyim ,gayet iyiyim hemde..Sevgili gibi bişeyim var ya da her neyse adı , biraz uzaklara gitti ve bir süre ayrı kalacağız.Bende bu süre zarfında yani Temmuz ayı boyunca su anda çalıştıgım yerde son ayımı gecirip Agustos ayı itibari ile yeni bir yerde başlayacagım.İstediğim bi yerdi,hiç olmaz hatta ilk mülakattan sonra beni hayatta aramazlar dediğim bi yerle anlaştım.Agustos ortası gibi de eğitim icin Almanya'da olacağım yaklaşık 2 hafta.Hiç tatil planlarımın olmadığı bir zamanda böyle bir yurtdışı durumu beni biraz kendime getirecek umudum var.Tek başıma biraz kalmak bana iyi gelicektir umarım.

Sunday, 20 February 2011

Sevdiğin bir insanın gözlerinin içine bakarak neyim var benim söyle yalvarırım diye bakması ve senin buna cevabının olamaması...
Son ana kadar ümidimi kaybetmeme sözü verdim kendime, herkese de bunu öğütledim..

Monday, 14 February 2011

Nasıl isterdim soyle ağdalı cümleler kurabilmeyi bugun...Bugun yani 14 subatı yıllardır sacma sapan bir etkinlik olarak görsemde bu sene nedense istedim en azından bir cicek alabilmeyi birinden :)) inanamıyorum bile su anda bu cumlenin benden cıkmıs olduguna :)Neyse...
Kuzenin yeni kız arkadasıyla tanıstım bu gece,kıpkırmızı kalplerle süslenmiş bir restaurantta ,sonra da terkettim mekanı cunku o kadar kalabalık masalardaki tek cift olmak beni gerdi ,ne yalan soyliyim :)
Norah Jones dinledim yolda ,eve gidince sesini sonuna kadar acıp dinleyim istedim bir an önce..
Actım perdeleri,dısarı bakıyorum,arkada buğulu sesli hatun,yeşil cayım,pijamalarım,inekli çoraplarım,kahrolası sigaram ve ben..Hatta loş ışığım bile var şu anda...
Kendimin sevgililer gününü kutluyorum...

Kendime itiraf : Su anda su sacma sapan yazdıklarımı silmek istedim ama sırf gunun birinde bu yazdklarıma bir gun kahka ile güleyim diye yapmıcam...

Friday, 11 February 2011

Sana her gelişimde cümlelerimi kafamda sırasıyla hazırlardım,herşeyi kafamda bir güzel kurardım ama seni görünce nedense bunları dile dökemezdim..Sen hep konusurdun,elimi bırakmanı istemezdim,gülüşümün ne kadar güzel olduğunu duymak isterdim senden.Acaba neydi beni senden uzaklaştıramayan şey ? Bunu da hiç  düşünmedim değil.Ama başarılı olamadım işte napıyım.Yalandan kurulan bir oyunun içindeyim,ne içinden çıkabiliyorum ne de içinden çıkmak için bir çaba sarfediyorum.

Tuesday, 25 January 2011

Griler hep düşmanım kırmızılar bana kardeş

Bir gün aşka rastladım
Sildim yeni başladım
Bir omzum oldu sonunda
Ha hay başımı yasladım ....

Biz hep rengarenk :))


Ne zamandır Araf tayım ?

http://www.youtube.com/watch?v=TrKevlnYnqY

Monday, 27 December 2010

Sevgili bloğum ,
Seni unuttugum falan yok gercektende,biliyosun her aksam gelip bi görüyorum seni,en son ne yapmışım diye bakıyorum ama sen görüyosun ne kadar yorgun ve düşünceli oldugumu.Hayatımda hiçbir yenilik ya da anlatacagım hiçbişeyin olmaması değil ,sorunum zihnimin dalgalı olması ve onu susturamamak aslında.Aksine öyle koşturmaca içinde geciyorki hayat..İnişler,çıkışlar,arkadaşlar,iş yerinde ara sıra yaşanan  sıkıntılar,adını koyamadığın insanlarla yaşadığım ilişkiler,yeni yıl heyecanı..vs vs...Kafam dolu hemde dopdolu,ama iyiyim ve daha da iyi olucam...2011 benim yılım olucak gibi hissediyorum valla astrologların yalancısıyım..Önümüzdeki sene koc burclarını güzel şeyler bekliyomuş,bekliyorum ama hissediyorum da,iyi olucak herşey hatta nerdeyse eminim bile :)
Şimdiden herkese mutlu yeni yıllar...Yaşanan sıkıntılar hepsi 2010 da kalsın,11'e birşey getirmeyelim.Önümüz açık olsun,farkındalıklarımız en üst noktada olsun,sağlıklı olalım,işte herşey güzel olsun ,daha ne dileyelim..Her yeni yıla girerken ki aynı temenniler işte...
Hadi bu yıl unutamayacağımız kadar güzel olsun

Tuesday, 14 December 2010

Insanın hayatında onu güldüren arkadaşlarının olması ne güzel...Gülmekten çenene ağrıların girmesinden rahatsız olmaman ne güzel...
:))

Monday, 6 December 2010

Şimdi facebookta yeni bir akım var..Herkes profil fotoğrafını bir çizgi film karakteri yapıyor böylece çocuk tacizine hayır diyorlar..Elbetteki çocuk tacizine  hayır ama ben değiştirmedim .Bu yüzden kendimi kötü hissetmem gerekmiyor değil mi ? Yoksa gerekiyor mu ?

Friday, 3 December 2010

iyiki varsın

Mademki burası benim alanım istediğim gibi kullanma hakkına sonuna kadar sahibim :)

Aşağıdaki email can dostumdan gelmiş,tabiki mailin tamamını buraya yazamazdım...
Cevap yazamıyorum bile sana dostum ,sanırım burda yazını paylaşmak sana cevap olucaktır...


Birtanesi anlatıyor..dostlarını(ki çok güzel).....her koşulda yanımdalar diye....benden nefret etseler bile yanımdalar diye....
o zaman şükrettim işte.....çünkü belki sende benden zaman zaman hoslanmayabılırsın(nefret edecegını asla dusunmuyorum)ama seviyorsun beni..beni sevesin diye sevmedim aslında seni....sevilmelisin diye sevdim...ihyiyacın oldugu anlamında degıl....ben oyle hıssettıgımden dolayı.....
off seyda..ben ki aklı selim olmayan bir insanım....ben ki unutanım...benki gece gündüzün farkında degılım...
ama senı unutmuyorsam...vardır bır hıkmetı....sende oyle hısset...hıssetmezsende ne ala....ama bılıyoeum ozlıceksın benı:)
telde dedıgım gıbı....sartlar benı depresyona surukledı......sabaha kalmaz....
I LOVE YOU....

Wednesday, 1 December 2010

Keşke
 " keşke" kelimesi ağza alınamayacak kadar ağır bir küfür olsada hiç kullanamasak...

Thursday, 25 November 2010

Yine yazıyorum siliyorum,yazıyorum beğenmiyorum..Cümleler anlamsız gelmeye başladı yine...

Kontrollü olmaktan nefret ediyorum ,karsımdaki insanın gözünde değerimi yitireceğimden korkuyorum,kafamda geleceği an ve an yaşatıyorum kendime ve  bunu deneyimlememe bile izin vermeden cunku korkuyorum...
Nedir  benim bu herkesten kabul görme obsesligim bilemiyorum...http://www.youtube.com/watch?v=xF_0d30JFjA

Wednesday, 17 November 2010

And now, it's time to leave and turn to dust

Uzun depresif bir cumle yazdım sildim,cunku oyleydim-sildim  cunku yakıstıramadım kendime ,sildim cunku bana sevinçler,gülmeler yakışıyor,sildim cunku ben güçlüyüm...


Evet hayli uzun bir zaman geçmiş bakıyorum da...Bu uzun zaman içersinde muhtesem bir Fas tatilimizi de yaptık geldik biricik dostum Selin ile...Öyle güzel fotolar ve hikayelerle döndukki geri , bunlar bize daha da heves ve güç verdi bir sonraki destinasyonumuz için ve en önemlisi dostlugumuzun ne kadar sapasağlam oldugunu bir kez daha gördük...

Marakeş enteresan bir yer.Sokakları,insanları,yemekleri,kültürü,arabaları,trafiği..herşey ama herşey bizlerden ve avrupadaki herhangi bir şehirden öyle farklı ki..

Pişman değiliz iyiki yapmışız.Gitmek isteyen olup ta fikir almak isteyen olursa seve seve yardımcı olabilirim..


Alın bakalım fotolara bir bakın..




.

Thursday, 28 October 2010

Kader bir çok türe boyun eğdirir,
Kendini riske atan sadece biridir..

W.H.AUDEN


Öğretmenim Mori'yle Salı Buluşmaları kitabından...

Wednesday, 27 October 2010

Günleri iple çekmeyi,geriye doğru saymayı...özlemişim...

Marakesh ,wait for us !!!!

Sunday, 24 October 2010

Sokaklara girmekten çekinme ,hiçbir zaman bilemezsin o sokaklarda ne ile karşılaşacağını..Bazen yıllardır görmediğin arkadasına çkarır seni,bazen sana eskilerden birşey çağrıştırır ,bazen uzun zamandır yapmak isteyip te yapamadığın şeyleri yaptırır,düşündürür,bazende güzel local bir restaurant bulup balık ekmek yanında da buz gibi biranla keyiflendirir...
Bizde bugu Ö. ile aynen öyle yaptık işte..

Yolun Sultanahmete düşerse ordan kendini sal aşağı Ahırkapı'ya..Sokaklarında biraz kaybol sonra da git bu balıkçıda Ali Usta'nın elinden bir balık ye...
Muhabbeti de ekstrasıdır :)

Adres :Kesteci Hakkı Sokak no:46 Sultanahmet