Friday, 5 March 2010

herkes uyurken

Yazamamamın haklı sebepleri var son zamanlarda . Benim güzel dedem evde düşüp kalçasını kırınca bu hafta hastanede onunla ilgilenmekte ailenin biz gençlerine düştü.Birkac gundur işten çıkar çıkmaz hastane yollarına düşüp gece yarısı gelip sabah erkenden işe gitmekten azıcık yorgun düştüm evet kabul ediyorum ama asıl en önemlisi algılarım açıldı,farkındalığım arttı,şükran duygularım coştu..Acil servis bölümüne gelen o insanları görünce inanın kendi hastanızı bile unutuyorsunuz.2 yaşında vücuduna kaynar su dökülmüş bebekmi,kalp krizi geçirenmi,kocasından dayak yiye hastane kapısına ulaşabilen heryeri dağılmış kadınmı istersiniz,bağırsak kanseri hastasımı dersiniz...daha neler neler..İşte bunların hepsi ben,sen ,o bizler uyurken oluyor hastanelerde biliyormusunuz? Hele dün gece bir olay vardı ki boğazıma koca bir taş düğümlendi sanki ,boğulucam sandım.Bir baba damadı tarafından silahla vuruluyor ve daha hastaneye yetiştirilemeden yolda can veriyor.Şimdi sizlere ölen adamın yakınlarının feryatlarını,ağıtlarını,çığlıklarını ,krizlerini anlatamamki ,mümkün değil .Dün geceden beri üstü başı kan olmuş babasını kaybetmiş o kızcağızın görüntüsü bir an olsun aklımdan çıkmıyor,çıkamıyor.
Şimdi evet karamsar karamsar geçmiş karşınıza anlatıyorum bunları ama inanın bunları paylaşmamak elde değil.O kadar minnettarımki yaşadığım hayata ,sizde olun .Çünkü inanın, hani bazen kafamıza  saçma sapan şeyleri takarız ya,hepsi BOŞmuş ,hiçbir anlamda ifade etmiyormuş onlar onu öğrendim ben bu hafta...
Birazdan yorgun gözlerimi dinlendirmek için yatağın içine gireceğim ama aynı dakikalarda kimbilir hastanede bıraktığım diğer insanlar ne yapacak..
Şeyda
"Üzgün"

No comments:

Post a Comment